Gümrük Kaçakçılığı Suçları

Kaçakçılık, “Devlete vermekle mükellef olduğu vergi ve resmi vermemek için hile kullanmak, alım satımı yasak maddeleri gizlice alıp satmak ve bu suretle menfaat temin eylemektir” şeklinde tanımlanmıştır. 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu bugünkü halini almadan önce kanundaki suçlar ithalat ve ihracat kaçakçılığı diye ikili bir ayrıma tabi olarak tasnif edilmekteydi. Fakat 6455 Sayılı Gümrük Kanunu İle Bazı Kanun VeKanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 18.06.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun, 28.11.2017 tarih ve 7061 sayılı Kanun, 7255 ve son olarak 7318 sayılı Kanunlarla yapılan değişiklikler sonrası dörtlü bir ayrıma gitmek gerekmektedir. Buna göre;

1-İthalat Kaçakçılığı Suçları,

2-İhracat Kaçakçılığı Suçları,

3- Akaryakıt Kaçakçılığı Suçları,

4- Tütün Ve Alkollü İçkiye İlişkin Kaçakçılık Suçları, olarak tasnif edebiliriz.

İTHALAT KAÇAKÇILIĞI SUÇLARI

Gümrük İşlemlerine Tabi Tutmadan Ülkeye Eşya Sokma Suçu

– Eşyayı, Aldatıcı İşlem Ve Davranışlarla Gümrük Vergileri Kısmen Veya Tamamen

Ödenmeksizin Ülkeye Sokma Suçu

– Serbest Dolaşımda Bulunmayan Eşyanın Rejim Hükümlerine Aykırı Olarak Gümrük

Bölgesinde Bırakılması Suçu

Belli Bir Amaç İçin Kullanılmak Veya İşlenmek Üzere Ülkeye Geçici İthalat Ve Dâhilde

İşleme Rejimi Çerçevesinde Getirilen Eşyayı, Hile İle Yurt Dışına Çıkarmış Gibi İşlem

Yapma Suçu

– Özel Kanunları Gereğince Gümrük Vergilerinden Kısmen Veya Tamamen Muaf Olarak

İthal Edilen Eşyayı, İthal Amacı Dışında Başka Bir Kullanıma Tahsis Eden, Satma Veya

Devretme Ya Da Bu Özelliğini Bilerek Satın Alma Veya Kabul Etme Suçu

– İthali Kanun Gereği Yasak Olan Eşyayı Ülkeye Sokma Suçu

İHRACAT KAÇAKÇILIĞI SUÇLARI

– İhracı Kanun Gereği Yasak Olan Eşyayı Ülkeden Çıkarma Suçu

-Teşvik, Sübvansiyon Veya Parasal İadelerden Yararlanmak Amacıyla İhracat Gerçekleşmediği Hâlde Gerçekleşmiş Gibi Gösterme Ya da Gerçekleştirilen İhracata Konu Malın Cins, Miktar, Evsaf Veya Fiyatını Değişik Gösterme Suçu

AKARYAKIT KAÇAKÇILIĞI SUÇLARI

– Ulusal Marker Uygulamasına Uygun Olmayan Akaryakıtı Ticari Amaçla Üretme, Bulundurma, Nakletme, Satışa Arz Etme, Satma, Satın Alma Suçu

-Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan İzin Almadan; Akaryakıt Haricinde Kalan Petrol Ürünlerinden Akaryakıt Üretme Veya Bunları Doğrudan Akaryakıt Yerine İkmal Ederek Üretme, Satışa Arz Etme, Satma, Bulundurma, Bu Özelliğini Bilerek Ticarî Amaçla Satın Alma, Taşıma Veya Saklama Suçu

– Çalıntı Hidrokarbon Ve Türevlerini Satışa Arz Etme, Satma, Bulundurma, Ticari Amaçla Satın Alma, Taşıma,  Saklama Suçu

– Lisansa Esas Teşkil Eden Belgelerde Belirlenenlere Aykırı Olarak Sabit Ya Da Seyyar Tank, Düzenek Veya Ekipman Bulundurma Suçu

– Yetkisiz Ulusal Marker Üretme, Satışa Arz Etme, Satma, Yetkisiz Kişilerden Satın Alma, Kabul Etme, Nakletme Veya Bulundurma Suçu

TÜTÜN VE ALKOLLÜ İÇKİYE İLİŞKİN KAÇAKÇILIK SUÇLARI

– Bandrol, Etiket, Hologram, Pul, Damga Veya Benzeri İşaretlerin Taklitlerini İmal Etme Veya Ülkeye Sokma İle Bunları Bilerek Bulundurma, Nakletme, Satma Suçu

– Özel İşaret Ve Etiketleri Amacına Aykırı Yayma, Alma, İlgili Kurumu Yanıltarak Temin Etme, Tedarik Amacına Aykırı Kullanma Suçu

– Bandrolsüz Veya Sahte Bandrollü Tütün Mamulleri, Makaron, Yaprak Sigara Kâğıdı, Etil Alkol, Metanol Ve Alkollü İçkileri Ticari Amaçla Üretme, Bulundurma, Nakletme, Satışa Arz Etme, Satın Alma Suçu

– Yetkisiz Tütün, Doldurulmuş Makaron Veya Sigara Kağıdı Ticareti Suçu

KAÇAKÇILIK SUÇLARINDA ORTAK HÜKÜMLER

5607 sayılı KMK 3’üncü maddesinde bugüne dek yapılmış pek çok değişikle şekillenmiş kaçakçılık suçları bulunmaktadır. Hem 3’üncü maddenin kendi içerisinde hem de diğer bazı maddelerinde suçlara ilişkin uygulanması öngörülen hükümler mevcuttur.

Bu ortak hükümlerden ilki KMK’nın 3/5 maddesidir. Bu madde Birinci ila dördüncü fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesine iştirak etmeksizin, bunların konusunu oluşturan eşyayı, bu özelliğini bilerek ve ticarî amaçla satın alan, satışa arz eden, satan, taşıyan veya saklayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır” şeklindedir. 3’üncü maddenin ilk dört fıkrasında sayılan suçlara iştirak etmeyen ancak suça konu eşyayı 5’inci fıkrada anılan eylemlere konu eden kişi bu maddeye göre cezalandırılacaktır. Suça konu eşyanın 1 ila 4’üncü fıkralarda sayılan suçlara konu olduğu ve bu kapsamda sınırlama getirildiğine dikkat edilmelidir.

Suça konu eşyanın niteliğine bağlı olarak uygulanan KMK’nın 3/10 maddesi ise; “Kaçakçılık suçunun konusunu oluşturan eşyanın akaryakıt ile tütün, tütün mamulleri, makaron, yaprak sigara kâğıdı, etil alkol, metanol ve alkollü içkiler olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarısından iki katına kadar artırılır, ancak bu fıkranın uygulanması suretiyle verilecek ceza üç yıldan az olamaz” şeklindedir. Bu fıkra KMK’nın 1 ila 9’uncu fıkraları açısından uygulama alanı bulacaktır. Akaryakıt ile tütün, tütün mamulleri, makaron, yaprak sigara kâğıdı, etil alkol, metanol ve alkollü içkilerin konu edildiği kaçakçılık faaliyetlerinden devletin mali kaybının fazla olması ve kayıt dışı ekonomi oluşumuna elverişli oluşundan ötürü bu nitelikli hal kanuna eklenmiştir.

Bir diğer ortak hüküm 22’nci fıkrada düzenlenmiştir. Buna göre; “Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların konusunu oluşturan eşyanın değerinin fahiş olması hâlinde, verilecek cezalar yarısından bir katına kadar artırılır. Eşyanın değerinin hafif olması hâlinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması hâlinde ise üçte birine kadar indirilir.” Eşyanın değeri KMK’nın 15’inci maddesine göre belirlenecek olan “gümrüklenmiş değer” dir. Eşyanın değerinin fahiş, hafif veya pek hafif olması durumları Yargıtay içtihatlarına göre belirlenmiştir.

KMK kapsamındaki suçlarla ilgili olarak 4’üncü madde nitelikli halleri düzenlemektedir. Buna göre; 5607 sayılı KMK’da sayılan suçların bir örgütün faaliyeti kapsamında işlenmesi durumunda faile verilecek ceza iki kat artırılır.(m. 4/1) Üç veya daha çok kişi tarafından müşterek olarak işlenmesi halinde ise ceza yarı oranında artırılacaktır.(m. 4/2) Suçların tüzel kişinin faaliyeti kapsamında işlenmesi halinde güvenlik tedbirine hükmolunur.(m. 4/3)

KMK’da ihdas edilen suçların, “kaçakçılık fiillerini önlemek, izlemek, araştırmak ve soruşturmakla görevli kişiler tarafından veya meslek ve sanatın sağladığı kolaylıklardan yararlanmak suretiyle işlenmesi” durumunda ceza yarı oranında artırılacaktır.(m. 4/4) Bu kişiler kaçakçılıkla mücadelede görev aldıkları için kanun koyucu suçu kolaylaştırmalarını dahi müşterek faillik olarak değerlendirmiştir.  Kaçakçılık suçlarının işlenmesi esnasında sahtecilik suçlarından birinin de işlenmesi halinde ayrıca bu suçtan da ceza verilir. (m. 4/5)

 KMK’nın 4’üncü maddesinin 6’ncı fıkrası özel bir iştirak şekli olarak değerlendirilebileceği gibi özel bir ihmali suç da oluşturmaktadır. Bu fıkrada kaçakçılık eylemlerini önleme, izleme ve araştırmayla görevli olan kamu görevlilerinin bir şekilde kaçakçılık suçlarının işlenmesine göz yumması suç olarak düzenlenmiştir. Bu görevleri yapmakla mükellef kişilerin garantörlük yükümlülüğü altında olduğu açıktır. Kaçakçılık eylemlerini önleme, izleme ve araştırmayla görevli kişiler neticenin ortaya çıkmasını engelleme noktasında özel bir yükümlülük altındadırlar. Dolayısıyla kamu görevlisinin buradaki göz yumması şeklinde ihmali davranışı “görünüşte ihmali suç” teşkil edecektir. Göz yumma şeklindeki davranış gümrük işlemleri esnasında kaçakçılık faaliyetini engellememe şeklinde olabileceği gibi sigara, akaryakıt, tütün ve alkol kaçakçılığı eylemlerinin her bir şeklinde söz konusu olabilir. KMK’nın açık düzenlemesi ile burada oluşan ihmali suç müşterek fail olarak cezalandırılmayı gerektirmektedir. “Kaçakçılık fiillerini önlemek, izlemek ve araştırmakla görevli olup da bu Kanunda tanımlanan suçların işlenmesine kasten göz yuman kişi, işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulur.”(m. 4/6)

“Kaçakçılık suçunun konusunu oluşturan eşyanın, Devletin siyasî, iktisadî veya askerî güvenliğini bozacak ya da çevre veya toplum sağlığını tehdit edecek nitelikte olması halinde, fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, verilecek hapis cezası on yıldan az olamaz.”(m.4/7)

 Akaryakıt kaçakçılığında satışın, “lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı olarak” kurulmuş “sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipman kullanılarak gerçekleştirilmesi halinde” verilecek cezalar iki kat artırılacaktır.(m. 4/8)

“Tütün ve tütün mamulleri, alkollü içkiler, akaryakıt, uyuşturucu, silah ve mühimmat, elektronik eşya ve canlı hayvan, et, çay, şeker, zeytin gibi gıda maddeleri ile gerekli görülen hallerde diğer kaçakçılık türleri ile ilgili mahkûmiyet hükmü kesinleşenler, Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca kamuoyuna ilan edilebilir. Bu ilanın süresi, nasıl yapılacağı ve ilan edilecek kaçakçılık türleri gibi hususlar Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”(m.4/9)

ETKİN PİŞMANLIK

Kanun koyucu suçun tamamlanmasından veya neticenin meydana gelmesinden önce vazgeçmeyi gönüllü vazgeçme olarak adlandırmıştır. Ancak suç suç tamamlanıp ve netice gerçekleştikten sonra duyulan pişmanlığa bağlı olarak etkin pişmanlık kurumu öngörülmüştür. Gönüllü vazgeçme bütün suçlar açısından genel hükümler çerçevesinde uygulanabilecekken etkin pişmanlık münhasıran bazı suç tipleri için söz konusu olabilir. Bu kapsamda kanun koyucu tarafından KMK’daki suçlar açısından suç politikasının bir gereği olarak etkin pişmanlık kurumu öngörülmüştür. Kaçakçılık fiillerinde etkin pişmanlık kurumunun uygulanabilmesi için kişinin suça iştirak etmesi, resmi makamlardan önce fail, fiil ve eşyanın yerini bildirmesi ve sonuçta failler veya eşyanın ele geçirilmesi gerekir.

KMK’nın 5’inci maddesinin ilk fıkrası suç resmi makamlarca öğrenilmeden etkin pişmanlık göstermeyi cezasızlık sebebi olarak düzenlemişken, resmi makamlar suçu öğrendikten sonra etkin pişmanlık indirim sebebidir.  İkinci fıkraya göre ise; suçu işleyen kişi etkin pişmanlık göstererek eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katını hazineye öderse soruşturma aşamasında yarı oranında, kovuşturma aşamasında ise üçte bir oranında indirim yapılacaktır. İkinci fıkradaki bu hüküm suçun örgüt faaliyeti kapsamında işlemesi durumunda uygulanmayacaktır.(md. 5/3)

KMK’nın etkin pişmanlığa ilişkin 5’inci maddesinin birinci fıkrası fail açısından elverişli bilgi vermesi şartına bağlanmışken ikinci fıkra devlet hazinesine para ödeme şartıyla cezada indirim yapmayı öngörmüştür. 14.04.2020 tarih ve 7242 sayılı kanunun 62’inci maddesi ile KMK’ya eklenen ikinci fıkra ile parasal bir tazminle cezada indirim yapılması ceza adaleti açısından olumlu karşılanmaktadır. İkinci fıkra 3’üncü maddenin 7’nci fıkrası dışında diğer suçlar bakımından uygulama alanı bulacaktır.

MÜSADERE

Müsadere suç işlenirken kullanılan, suçun konusu olan ya da suçun işlenmesi suretiyle elde edilen eşya veyahut değerin kalıcı olarak sahibinden alınması ve mülkiyetinin devlete geçirilmesini ifade eden güvenlik tedbiridir. Bütün malvarlığının devletçe alınmasını öngören genel müsadere Anayasamızın 38’inci maddesi tarafından yasaklanmıştır. Suçta kullanılan veya suç sonucu elde edilen eşya veya değerin müsaderesi ise özel müsadereyi ifade etmekte olup TCK’nın 55’inci maddesinde düzenlenmiştir.

5607 sayılı KMK ise TCK’nın eşya ve kazanç müsaderesine ilişkin hükümlerine atıf yapmıştır.

“MADDE 13 – (1) Bu Kanunda tanımlanan suçlarla ilgili olarak 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun eşya ve kazanç müsaderesine ilişkin hükümleri uygulanır. Ancak kaçak eşya taşımasında bilerek kullanılan veya kullanılmaya teşebbüs edilen her türlü taşıma aracının müsadere edilebilmesi için aşağıdaki koşullardan birinin gerçekleşmesi gerekir: a) Kaçak eşyanın, suçun işlenmesini kolaylaştıracak veya fiilin ortaya çıkmasını engelleyecek şekilde özel olarak hazırlanmış gizli tertibat içerisinde saklanmış veya taşınmış olması. b) Kaçak eşyanın, taşıma aracı yüküne göre miktar veya hacim bakımından tamamını veya ağırlıklı bölümünü oluşturması veya naklinin, bu aracın kullanılmasını gerekli kılması. c) Taşıma aracındaki kaçak eşyanın, Türkiye’ye girmesi veya Türkiye’den çıkması yasak veya toplum veya çevre sağlığı açısından zararlı maddelerden olması. (2) Etkin pişmanlık nedeniyle fail hakkında cezaya hükmolunmaması veya kamu davasının düşmesine karar verilmesi, sadece suç konusu eşya ile ilgili olarak müsadere hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.”

KORUMA TEDBİRLERİ

Ceza Muhakemesi sistemimizde soruşturmanın amacı iddia makamının dava açıp açmama konusunda karar verebilmesi için bir takım hazırlıklar yapılmasıdır. Bu hazırlık suç şüphesine ilişkin delillerin toplanması veya kaybolmasının önlenmesine matuftur. Öte yandan soruşturma evresinin sağlıklı yürütülmesi yargılamanın sonraki safhasının daha kolay bir şekilde yürütülmesini ve hızlı sonuçlandırılmasına da hizmet etmektedir. Koruma tedbirleri maddi gerçeğe ulaşmada suça ilişkin olayın yeniden yaşatılma araçlarıdır. Dolayısıyla amaç hasıl olduktan sonra ortadan kaldırılırlar. Koruma tedbirlerinin söz konusu olabilmesi için bir kısım şartların varlığı gereklidir. Gecikmesinde sakınca bulunan bir durum, en azından görünüşte haklılık ve iddia konusu suç ile tedbir arasında orantı bulunması koruma tedbirlerinin genel şartlarıdır.

Arama ve Elkoyma

5607 sayılı KMK’nın 9’uncu maddesinin 1’inci fıkrası “(1) Kaçak eşya, her türlü silâh, mühimmat, patlayıcı ve uyuşturucu maddelerin bulunduğundan şüphe edilen her türlü kap, ambalaj veya taşımaya yarayan diğer araçlar ile kişilerin üzerlerinde yapılacak arama ve elkoymalar, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca yerine getirilir.”

Bu maddeye göre; arama koruma tedbiri konusunda öncelikle CMK’nın 116’ncı vd. maddesini genel olarak uygulanacağını ifade etmek gerekir. Suçun işlendiğine dair ihbarın alınmasından sonra suç delillerinin yani kaçak eşyanın ele geçirilmesi için yapılacak arama CMK’nın arama tedbirine ilişkin genel hükümlerine göre yapılacaktır. Dolayısıyla KMK’nın 9/2 ve 9/3 maddelerinde öngörülen karar olmadan arama ve elkoyma usulünden farklı olarak burada usule uygun alınmış arama kararı olması gerekmektedir.

Her ne kadar KMK arama konusunda özel hükümler ihdas etmişse de uygulamada oluşacak boşluklar CMK’nın koruma tedbirleri için öngördüğü hükümlere göre doldurulacaktır. Kaçak eşya, her çeşit silah, patlayıcı, uyuşturucu madde ve mühimmatın bulunduğundan şüphe edilen durumlarda yapılacak arama CMK hükümlerine göre olacaktır.

CMK’nın 119’uncu maddesine göre arama kararı, “Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri” ile verilir. Arama amacına göre önleme ve adli arama olarak ikiye ayrılır. Adlî Ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 5’inci maddesi adli aramayı “Adlî arama, bir suç işlemek veya buna iştirak veyahut yataklık etmek makul şüphesi altında bulunan kimsenin, saklananın, şüphelinin, sanığın veya hükümlünün yakalanması ve suçun iz, eser, emare veya delillerinin elde edilmesi için bir kimsenin özel hayatının ve aile hayatının gizliliğinin sınırlandırılarak konutunda, işyerinde, kendisine ait diğer yerlerde, üzerinde, özel kâğıtlarında, eşyasında, aracında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile diğer kanunlara göre yapılan araştırma işlemidir.” şeklinde tanımlamıştır. Önleme araması ise Polis Vazife Ve Salȃhiyet Kanununun 9’uncu maddesinde “Polis, tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usûlüne göre verilmiş sulh ceza hâkiminin kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde mülkî âmirin vereceği yazılı emirle; kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kâğıtlarını ve eşyasını arar; alınması gereken tedbirleri alır, suç delillerini koruma altına alarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre gerekli işlemleri yapar.” şeklinde tanımlanmıştır. Yargıtay tarafından basit bir gözlemle anlaşılabilecek durumlarda arama kararı olmasa bile kaçak eşyaya ilişkin yapılan aramanın hukuka uygun olduğu belirtilmiştir.

Bu noktada KMK’nın 9/2 ve 9/3 maddelerine değinecek olursak bu iki fıkranın adli arama niteliği taşıdığı ifade edilmiştir. Aksi görüşler ise önleyici niteliğinin ağır bastığı yönündedir. Arama ve elkoymaya ilişkin KMK’daki hükümlerin bu tedbirlerin özel uygulaması olduğu bilinmelidir. Nitekim Adlî Ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin “adli arama” başlığı altında düzenlenen “Karar alınmadan yapılacak arama” kenar başlıklı 8/e-1,2 bentlerinde söz konusu fıkralarda anılan aramaların hakim, savcı, kolluk amiri kararı olmadan yapılabileceğine yer verilmiştir. Zira bu istisnaya yer verilen yönetmelikte 9/2 ve 9/3 fıkralarının adli arama kapsamında olduğu sonucu da çıkarılacaktır.

Anılan yönetmeliğin “önleme araması” başlığı altında düzenlenen 19/h bendinde “5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda öngörülen suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla, ticarethane, işyeri, eğlence ve benzeri yerler ile eklentilerinde,” önleme araması yapılabileceği düzenlenmiştir.

  9/2 fıkrası “ (2)Gümrük salonları ve gümrük kapılarında kaçak eşya sakladığından kuşkulanılan kişilerin üzeri, eşyası, yükleri ve araçları gümrük kontrolü amacıyla gümrük görevlilerince aranabilir. Yapılan arama sonucunda tespit edilen kaçak eşyaya derhal elkonulur.” şeklindedir. Bu durumda gümrük salonu veya kapılarında kaçak eşya sakladığından şüphe duyulan kişilerin üzerleri, eşya, yük ve araçları gümrük memurlarınca savcı veya hâkim izni olmadan aranabilecek ve gerekirse eşyaya el konulacaktır.

KMK’nın 9’uncu maddesinin 3’üncü fıkrası ise; “Gümrük bölgesine, Gümrük Kanunu gereğince belirlenen kapı ve yollardan başka yerlerden girmek, çıkmak veya geçmek yasaktır. Bu yerlerde rastlanacak kişi ve her nevi taşıma araçları yetkili memurlar tarafından durdurulur ve kişilerin eşya, yük ve üzerleri ile varsa taşıma araçları aranır. Yapılan arama sonucunda tespit edilen kaçak eşyaya derhal elkonulur.”şeklindedir. Bu hüküm gümrük kapı ve yolları dışında başka yerlerde rastlanacak kişi ve araçların aranacağını ve tespit edilen kaçak eşyaya el konulacağını düzenlemiştir.

KMK kapsamında kaçakçılık suçlarının işlenmesinde kullanılan taşıtlara da el konulması gerekmektedir. “Bu Kanunda tanımlanan suçların işlenmesinde kullanılan taşıtlara, Ceza Muhakemesi Kanununun 128 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne göre elkonulur.”(KMK md. 10/1) Elkoyma tedbirine delilleri koruma altına alma veya müsadere edilecek eşyanın korunması amacıyla başvurulur. KMK açısından elkoymanın amacı müsaderenin infazına yönelik olduğu görülmektedir.

KMK’nın 10/2 fıkrasında fiilen el koymayı ifade eden “alıkoyma” işlemi düzenlenmiştir. “(2) 13 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına girmesi, Türkiye’de sicile kayıtlı olmaması ya da soruşturma ve kovuşturma devam ederken, kaçakçılık suçunun işlenmesinde tekrar kullanılması halinde, elkonulan taşıt, elkoyma kararı veren mercilerce alıkonulur. Sahibinin taşıtın değeri kadar teminatı alıkoyma tarihinden itibaren otuz gün içinde gümrük idaresine teslim etmesi halinde, taşıt sahibine iade edilir. Aksi takdirde, tasfiye idaresi tarafından soruşturma ve kovuşturma sonucu beklenmeksizin derhal tasfiye olunur.”

Tasfiye

Kaçak eşya konusunda dava açılması, yargılamanın yapılması ve nihai kararın verilmesi belli bir süreç alacağı için el konulan eşyanın zarar görmesi veya değerinde kayıp yaşanmasının önüne geçmek adına KMK’nın 16’ıncı maddesi tasfiye konusunda belli süreler öngörmüştür. Buna göre kaçak olduğu şüphesi ile el konulmuş olan eşya altı ay, zarara uğrama veya değerinde önemli kayıp ihtimali olması durumunda ise bir ay içerisinde gelinen aşamaya göre savcı veya hakim kararı ile eşya tasfiye edilir. Kaçakçılığın konusu akaryakıt ise bu durumda numune alınması şarttır.

“MADDE 16 – (1) (Değişik: 28/3/2013-6455/58 md.) Bu Kanunda tanımlanan suçların konusunu oluşturması dolayısıyla müsadere yaptırımının uygulanabileceği eşya, sahibine iade edilemez. Kaçak şüphesiyle el konulan kaçak akaryakıt hariç her türlü eşya hakkında, el koyma tarihinden itibaren altı ay, ancak eşyanın zarara uğraması veya değerinde esaslı ölçüde kayıp meydana gelme tehlikesinin varlığı veya muhafazasının ciddi külfet oluşturması halinde bir ay içinde, gerekli tespitler yaptırılarak soruşturma aşamasında hâkim, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından tasfiye kararı verilir. Bu süreler içinde karar verilmemesi halinde eşya derhal tasfiye edilir. Bu fıkra kapsamında tasfiye edilecek eşyadan tasfiye edilmeden önce numune alınması mümkün olan durumlarda numune alınır, numune alınması mümkün olmayan durumlarda eşyanın her türlü ayırt edici özellikleri tespit edilir.”

Paylaş