Miras Hukuku

Miras hukuku, kayıtlarda var olan birinin ölümü ve gaiplik durumu neticesinde kişinin malvarlığını düzenleyen hukuk dalına Miras hukuku ismi verilmektedir. Söz konusu eğer özel hukuk ise geniş bir yapıya sahip medeni kanun bir alt dalı olan Miras Hukuku ile ilgili konulara değinir. Miras hukuku  yapı ve içerik olarak ayrıntının fazla olmasından dolayı davalar  uzun sürebilmektedir.

Her alanda işinde başarılı avukatlar bulunduğu gibi Miras hukuku alanındaki sorunların çözümü için görev yapan avukatlar bulunmaktadır. Avukatlarda  resmi bir alan seçimi olmasa da bu iş de kendini geliştirmiş halk arasında miras hukuku avukatları sıfatlandırması ile avukatlar vardır. Günümüzde toplumlar arasında çok sık karşılaşılan miras hukuku davalarında farklı konular yer almaktadır. Miras hukuku davalarının bazı sebepleri şu şekildedir;

  • Mirastan mal kaçırma,
  • Mirasta mal paylaşımı,
  • Mirasta saklı pay,
  • Tenkis davası,
  • Mirasın reddi,
  • Vasiyetnamenin iptal edilmesi ve düzenlenmesi,

Yukarıda belirttiğimiz problemlerin  çözülmesi için ilgili mahkemeler görev yapmaktadır. Miras hukuku kapsamında yer alan iki tür yasal mirasçı vardır. Bahsi geçen mirasçılara ise yasal mirasçı ve atanmış mirasçı şeklinde sıfatlandırılır. Miras hukuku alanında karşımıza çıkan en çok terim ise tereke, kişilere bağlı olmayan ve mirasçılara verilen mal varlığıdır. Atanmış mirasçılar, miras bırakanın iradesiyle belirlenmektedir.

Miras Hukuku Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?

Bu alanda en önemli uygulamalardan birisi olan mal paylaşımı Miras hukuku ile ilgilidir .Peki bu alanda mal paylaşımı nasıl yapılır? Kişinin ölüme bağlı tasarruflarla veya gaip kalması durumunda ortaya çıkacak olan mal varlığının mirasın paylaşımında bazı önemli noktalar vardır.  Miras bırakan kişinin kendisinin hazırladığı bir vasiyetname varsa bu vasiyetnamedeki maddelere bağlı kalınır.

Eğer mirası bırakan kişi hayata iken bir vasiyetname hazırlamamış ise miras paylaşımı bazı önemli noktalar ele alınarak yapılır. Bu durumda dikkate alınacak en önemli unsurlardan birisi eşlerin hayatta olup olmamasıdır. Eğer eş hayatta ise malvarlığının 4 de 1’i eşlere verilecektir. Kalan kısım ise çocuklar arasında eşit olarak paylaşılacaktır.

Miras bırakanın vefatı durumunda geride kalan eşin isteğine bağlı olarak anne ve baba ile birlikte mirasçı olmak mümkündür. Böyle bir durumda mirasın yarı hakkı eş iken diğer yarı hakkı da ana ve babadır. Günümüzde  Hukuksal alanında en çok karşı karşıya kalınan Miras hukuku problemlerinden olan mal paylaşımında önemli olan noktalar vardır. 

Örneğin, vasiyetname yok ise mal paylaşımı nasıl olmaldır. Bir kişinin hayatını kaybetmesi veya belirli şartlara bağlı olarak gaip kalması durumunda geride kalan malvarlığının kanuni mirasçıları arasında dağıtılması durumunda Miras hukuku kuralları devreye girmektedir.

Günümüzde en çok rastladığımız durum vasiyet olmadan yapılan mal dağılımıdır. Böyle bir durumla karşılaşıldığında birinci derece kan hısımları olan eşler ve çocukları mirasçı olacaktır. Vasiyetname bulunmaması durumunda geride bırakılan malvarlığı eşler ve çocuklar arasında ortak olarak paylaştırılmaktadır. Tabi miras bırakan kişinin anne ve babası da mal üzerinden hakkını isteyebilir talep de bulunabilir. Eğer eş ve çocuklar hayatta ise başka kan hısımları miras üzerinden hak talep edemez.

Mirastan Pay Alabilecek Kişiler Kimlerdir?

Türk Hukuk sistemi tarafından belirlenen ve Miras hukuku dalının önemli noktalarından biri de miras dağıtımıdır.Mirastan pay alacak kişileri zümre adı altında bir sistem belirlemektedir. 3.zümreye kadar olan kişiler zümrede mirasçı olarak miras bırakanın mal varlığından pay alma hakkına sahiptir.

Miras  bırakanın alt soyunu 1.zümre olarak belirlenen kişiler oluşturur. Bunlar kimler diyecek olursak Miras bırakanların eş, çocuk ve torunları 1.zümre olarak belirlenmiştir. Kişilerin anne babaları , kardeşleri ve yeğenleri  İkinci zümreyi oluşur. Eğer İkinci zümrede bulunan kişiler mirastan yararlanabilmek istiyorsa  1.zümreden mirasçıların tamamının hayatta olmaması gerekmektedir.

Miras bırakanların 3.zümreleri ise diğer akrabalardan oluşmaktadır. Büyükanne, büyükbaba, dayı, amca ve teyze gibi akrabalar 3.zümreyi oluşturmaktadır. Diğer iki zümreden hayatta kalan olmazsa 3.zümredeki kişiler mirastan pay alabilir. Belirlenen yasal mirasçıların yanı sıra miras bırakan kişi tarafından hazırlanan vasiyetnamedeki kişiler de mirasta mal üzerinde hakka sahiptir.

Reddi Miras Nedir?

Günümüzde karşılaştığımız terimlerden birisi de Miras hukuku alanında karşılaşılan durumlardan biri de reddi  miras dır. Miras bırakanın yasal mirasçısı olan kişiler, çeşitli sebeplerden dolayı mirası reddedebilirler. Mirasçı olduklarını öğrenen kişilerin 3 ay içerisinde reddetme hakkı bulunmaktadır.

Reddi miras yapmak isteyen kişi ilgili mahkemeye yazılı ya da sözlü başvurur. Sulh Hukuk Hakimi tarafından yürütülen davalarda sözlü veya yazılı beyanın olmaması durumunda miras reddi geçersiz olacaktır. Miras hukuku böyle bir durumda kişiyi direk olarak mirasçı kabul etmiştir. Miras bırakan kişinin tüm malvarlığı borç sebebiyle batık durumunda otomatik olarak reddi miras gerçekleşir.

Vasiyetname Hazırlığı Nasıl Yapılır?

Vefat durumundan  sonra malvarlığının nasıl dağıtılacağı ile ilgili hususların belirlenmesinde Miras hukuku kurallarına göre vasiyetnameler geçerlidir. Vasiyetnamelerin hazırlanma işlemi sırasında üç farklı yöntem kullanılabilir. Vasiyetname türleri şu şekildedir;

  • Sözlü vasiyetname,
  • El yazılı vasiyetname,
  • Resmi vasiyetname,

Sözlü vasiyetname oluşturulurken iki tanığa ihtiyaç vardır bu tanığın okur yazar olması önemlidir. Mirasını  sözlü olarak beyan etmesi ve bu durumun yazılı bir şekilde sulh hakimine teslim edilmesi gerekmektedir.  El yazılı vasiyetnamede ise kişinin kendi el  yazısı günün tarihi ve ıslak imzası olması şartı vardır. Noter tarafından onaylanan resmi vasiyetnameler ise Miras hukuku alanında sık olarak kullanılan belgeler arasında yer almaktadır.

Kişi aile dışından birisi ise ve kendini mirasçı olarak nitelendiriyorsa bu konu ile alakalı elinde somut deliller ile mahkemeye müracat yapması gerekir. Örneğin, mirasçı el ile yazmış olduğu bir vasiyetnamede bu kişinin ismi geçiyorsa bu somut bir delil olarak kabul görülebilir.

Paylaş